1980’li yıllarda The Partnership for Drug-Free America tarafından hazırlanan “This Is Your Brain on Drugs” adlı bir reklam vardı.
Bilmeyenleriniz için reklamı kısaca özetleyecek olursak reklam, hayal kırıklığına uğramış gibi görünen, tipik bir Amerikalı babanın görüntüsüyle başlıyor. Adam yüzünde aşağılayıcı bir bakışla kameraya bakarak tezgahtaki yumurta kutusundan bir yumurta alıyor ve ocakta duran demir tavaya doğru gidiyor.
Ardından “Bu sizin beyniniz.” diyerek yumurtayı gösteriyor ve yan tarafta duran tavayı göstererek “Bu da uyuşturucu.” diyor. Elindeki yumurtayı kırıp kızgın tavadaki yağın içine atarken sessizce durup izleyicileri yumurtanın pişerken çıkardığı seslerle baş başa bırakıyor.
Sonrasında, yumurtayı kırdığı tavayı kameraya doğru tutup, reklamı gören hemen hemen herkesin aklına kazınan şu sözleri söylüyor:
“İşte uyuşturucunun etkisi altındayken beyniniz böyle oluyor. Sorusu olan?”
O zamanlar yumurta satışlarında yaşanan ani düşüşün sebebi olup olmadığını bilmesem de reklamın Amerikalı ebeveynlerin yüreğine saldığı korkuyu tahmin edebiliyorum. Reklamı izledikten sonra anne-babalar, çocuklarının bir gece eve ot içip geleceğinden ya da diğer uyuşturucuları deneyip de beynini o reklamdaki yumurta gibi kızartacağından korkmaya başlamış olmalı.
Bu reklamın biraz abartılı bir yaklaşımla hazırlandığını söylersek yanılmış olmayız sanırım. Ama yine de tüm zamanların en iyi yüz reklamı arasında yer almayı başardı. Ayrıca amaçladığı şekilde, insanları korkutarak uyuşturucu kullanımını azaltma konusunda (bir süreliğine) başarılı oldu.
Bu yumurtalı uyuşturucu reklamı, günümüzde uyuşturucu maddelere karşı benimsenen yaklaşımların sadece bir örneği. İster eroin ya da kokain gibi ciddi uyuşturucular olsun isterse esrar ve LSD gibi bir kesimin ılımlı baktığı bir uyuşturucu olsun dünya genelinde bu konuya karşı nasıl bir yaklaşım benimsendiğini bu reklamdan anlayabilirsiniz.
Uyuşturucu maddelerin yararları ya da olumsuz sonuçları konusunda fikir belirtecek kadar bilgi sahibi değilim ama günümüzün hafif uyuşturucularından sayılabilecek alkol ve kafein hakkındaki naçizane görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bir yanda bir bardak dolusu sıcacık kahve, öbür yanda buz gibi bir bira… Sizce hangisi verimliliğiniz açısından daha yararlı?
Kafein ve alkol, verimliliğimizi olumlu yönde mi etkiler yoksa olumsuz yönde mi?
Kahveden başlayalım.
Gece mışıl mışıl uyumuş ya da bir-iki saatlik uykuyla iş başına geçmiş olması fark etmeksizin birçok insanın sabah rutini, en yakındaki bardağı kapıp onu bir güzel kahveyle doldurmakla başlar.
Çoğumuz kahveyi gün içinde uyanık kalmak için tüketiriz. Ancak bu alanda yapılan çalışmalara göre kafeinin, gözümüzü dört açmak ve damağımızı şenlendirmek dışında, verimliliğimiz üzerinde de büyük çaplı etkileri var.
Örneğin, Johns Hopkins araştırmacıları, Nature Neuroscience sitesinde yayınlanan araştırmalarında kafeinin hafızamızı güçlendirdiğini öne sürüyor:
Kafein, tüketildikten sonra 24 saate kadar hafızanın belirli yönlerini güçlendiriyor.
Yine bu konu üzerine Harvard Health’ın gerçekleştirdiği çalışmada da oldukça ilginç sonuçlar ortaya koyuluyor:
Kafein, kısa süreli hafızayı güçlendirme ve uzun vadede hafızayı geliştirme etkilerine ek olarak, Parkinson hastalığı, tip 2 diyabet ve kolon kanserine yakalanma riskini de azaltıyor.
Hafızanın güçlenmesi ve daha uzun yaşamanın verimlilikle ilişkili olduğunu söylemek mümkün olsa da kafeinin doğrudan performansı ve bilişsel verimliliği artıran etkileri olduğuna dair kesin kanıtlar var mı?
NCAA (National Collegiate Athletic Association), kafeini atletik performans açısından performans artırıcı madde olarak gördüğü için 500 miligramdan fazla kafein tüketimini yasaklıyor. Ancak kafein ve verimlilik tartışmalarına son verecek nitelikteki bir başka çalışmanın sonuçlarına göre, makul seviyelerde kafein tüketimi:
1. Enerji seviyesini ve günlük enerji tüketimini artırır
2. Fiziksel ve zihinsel yorgunluğu azaltır
3. Fiziksel etkinliklerde zorlanma “hissini” azaltır
4. Fiziksel performansı, hareket performansını ve bilişsel performansı geliştirir
5. Uyanık ve genel anlamda enerjik “hissetmenizi” sağlar
6. Olaylara tepki verme hızını ve verilen tepkilerin doğruluğunu artırır
7. Konsantrasyon ve odaklanma becerilerini geliştirir
8. Kısa süreli hafızayı güçlendirir
9. Mantık gerektiren problemleri çözme becerisini geliştirir
Peki ya alkol verimliliğinizi artırır mı, azaltır mı?
Koca bir bardak kahve içip sonrasında pekâlâ araba kullanabilirsiniz ama yasalar gereği, bir yandan buz gibi biranızı yudumlarken bir yandan da araba kullanamazsınız.
Bunun oldukça makul bir sebebi var: Alkol, merkezi sinir sistemini yavaşlattığı ve beyin fonksiyonlarının gecikmeli olarak gerçekleşmesine neden olduğu için yatıştırıcı madde olarak kabul edilir. Ayrıca alkol bilgileri işleme becerilerimizi, el-göz koordinasyonumuzu, karar verme yetilerimizi, tepki verme süremizi ve hafızamızı olumsuz yönde etkiler.
Altı-yedi birayı birbiri ardında mideye indirip iş başına geçmenin pek akıllıca olmayacağını fark etmek zor değil ama az miktarda tüketilen alkolün verimliliğimiz üzerinde olumlu etkileri olabilir mi?
Bu konuya yaratıcılık açısından yaklaşırsak cevabımız kesinlikle “Evet” olur.
Yıllar önce alkolün yaratıcılık üzerindeki etkileriyle ilgili olarak gerçekleştirilen şaşırtıcı bir çalışmada, 18 yaratıcı reklamcılık yöneticisi bir araya getiriliyor ve katılımcılardan iki grup oluşturuluyor.
Çalışmada, gruplardan birinin alkol tüketmesine izin verilirken diğer gruba alkol verilmiyor.
Ardından iki gruba da kısa açıklama yazıları veriliyor ve verilen konuyla ilgili katılımcılardan birkaç saat içinde yeni fikirler bulmaları isteniyor. Katılımcılara verilen süre dolduktan sonra, üretilen fikirler üst düzey yöneticiler tarafından değerlendiriyor. Çalışma sonucunda seçilen en iyi beş fikirden dördünün alkol tüketimine izin verilen gruptan çıktığı anlaşılıyor.
Bir başka çalışmadaysa araştırmacılar, “düşük oranlarda” alkol tüketiminin yaratıcı bilişsel becerileri artırdığı sonucuna ulaşıyor. Bu çalışma için 21-30 yaş aralığındaki 40 katılımcıya film izlerken kelime bulmacası çözme görevi veriliyor. Katılımcıların yarısına 0,075 BAC alkol seviyesine ulaşmalarına yetecek kadar alkol verilirken diğer katılımcılara alkol verilmiyor.
Çalışmanın sonucunda alkol tüketen katılımcıların tüm kelime bulmacalarını diğer katılımcılara kıyasla 4 saniye daha hızlı çözdüğü ve doğru cevaplanan soru sayısının alkol tüketen grupta daha fazla olduğu anlaşılıyor.
Yukarıda bahsettiklerimize göre bir proje üzerinde çalışırken bir-iki bardak alkol tüketmek yaratıcılığınızı olumlu yönde etkileyebilir. Ama odaklanma, karar verme ve hafıza becerilerinizi en üst düzeyde kullanmanız gereken işlerle meşgulken çok fazla alkol tüketmek verimliliğinizi artırmak yerine düşürecektir.
Hazır verimlilikten konu açılmışken gelin, alkol ve kafeinin potansiyel zararlarına da kısaca değinelim.
Alkol ve kafeinin verimliliği düşürdüğü durumlar
Alkol ve kahve, uykunuzu bölmeye başladığında verimliliğiniz üzerinde olumsuz etkiler yaratır. Uyku eksikliği, hafızanızla ilgili sorunlara neden olabilir ve odaklanma ve konsantrasyon becerilerinizi zayıflatır.
Ayrıca Hult International Business School tarafından 1.000 çalışanın katılımıyla gerçekleştirilen kapsamlı bir çalışmada araştırmacılar, yaptıkları anket sonucunda uyku eksikliğinin performansı ve verimliliği düşürdüğü ve sarhoşluk durumuyla benzer etkilere sahip olduğu sonucuna ulaşmıştır.
Yani, 24 saat uykusuz kalmak ile dört kadeh şarap içmek bünyeniz üzerinde hemen hemen aynı etkiyi yaratır.
O hâlde size şunu soralım: Bir şişe şarap içtikten sonra verimli olabilir misiniz?
Vicki Culpin, yürüttüğü bu çalışmayı şu sözlerle özetliyor:
“Yönetici ve çalışanlar; eğitim yetersizliğinden, organizasyonel politikalardan ve iş ortamından kaynaklanan odaklanma ya da motivasyon eksikliği, sinirlilik ve kötü karar alma gibi durumlarla sık sık karşılaşıyor. Tüm bunların sebebi ise en temelde uyku eksikliği olabilir.”
Asıl mesele verimliliğimizi ve yaratıcılığımızı artırmak için makul seviyelerde kahve ya da alkol tüketip tüketmememiz değil. Burada sorulması gereken asıl soru şu: Ne kadar kahve ve alkol tüketirsek uykumuzdan olmaya başlarız?
Kahveyi ele alacak olursak kafeinin etkilerinin tamamen yok olması 5 ila 10 saat sürmektedir. Buna göre hesaplamanızı yapın. Örneğin, akşam 10’da uyuyorsanız öğle saatlerinden itibaren kahve içmeyi bırakın.
Alkolde durum biraz daha karmaşık diyebiliriz. “Uyku Doktoru” olarak bilinen doktor ve ünlü uyku uzmanı Michael J. Breus, haftada 2-3 kez bir içkiden fazla alkol tüketmemenizi öneriyor ve bu miktarı aşarsanız alkolün uykunuzu olumsuz yönde etkileyebileceğini öne sürüyor.
Tüm bunları özetleyecek olursak:
Verimliliğinizi artırmak istiyorsanız makul miktarlarda kafein tüketin.
Yaratıcılığınızı artırmak istiyorsanız az miktarda alkol alın. Ama hem verimliliğinizi hem de yaratıcılığınızı artırmak istiyorsanız eve gidip güzel bir uyku çekin.
Yorum Gönder: